yıllardır ermeniler tarafından onlarca diplomatımız şehit edilirken hiç kimse hepimiz bürokratız, hepimiz türküz, hepimiz şehidiz, hepimiz bu ülkenin vatandaşıyız diye bir kez olsun bağırmamış, binlerce şehit verirken bir gün olsun televizyonlarımız, gazetelerimiz bırakın bir günlerini bir saatlerini, bir sayfalarını bile bu şehitlerimiz için ayırmamışken hrant dink için tüm ülke aydınları(!), gazateleri, televizyonları bu ülkenin günlerini heba** etmiştir.
hiç kimsenin yaşam hakkının elinden alınamayacağına, hiç kimsenin düşüncesini açıklamasının suç sayılamayacağına * gönülden inanıyor ve bunun davasını elbette veriyoruz. ama sözde çağdaş ve ilerici özde kimliksiz kişilerin de (bu sözüm hrant dink için değil, hrant dink'ten daha fazla hrant dink olan şahsiyetsizler içindir) milletin değerlerini ayaklar altına almasına tahammul edemiyoruz.
siz (hrant dink'ten daha fazla ermeni olanlar) bu gün ermeni yarın yahudi diğer gün de rum ya da rus olabilirsiniz. biz dün olduğu gibi bu gün ve yarın da türk olmaya ve damarımızdaki asil kanla gurur duymaya devam edeceğiz *.
aşağıda türk milletininin bürokrat şehitlerinin listesini bulacaksanız. siz hrant dink'ten daha fazla ermeni olanlar, bilin bakalım bu insanlarımızı kim şehit etti?... sizlerin üyesi olmak için can attığınız ermeniler....
üzgünüz ve kırgınız biz de sizin gibi milletimize. sizleri gerektiği gibi anamadık, akan kanlarınızın hesabını soramadık, sizleri yaşatamadık, sizler için hepimiz bir olamadık, sizleri gazetelerimizdeki yarımşar sütün ve 15'er dakikalık televizyon yayınlarıyla uğurladık, hiç birinizin adını hafızamıza kazıyamadık.... ama sizlerin yaptıklarının onda birini bile bu ülke ve bu millet için yapmayanlara yaşattık tüm bunları. bizler, sizlerin mezarınızda bile huzur içinde yatmanızı sağlayamamışken şimdi bir büyüklük daha yapmanızı istiyoruz, affımızı istiyoruz şimdi sizlerden.
27.01.1973 santa barbara / başkonsolos mehmet baydar - konsolos bahadır demİr
22.10.1975 viyana / wien / büyükelçi daniş tunaligİl
24.10.1975 paris / büyükelçi İsmail erez Şoför / driver talip yener
16.02.1976 beyrut / başkatip oktar cİrİt
09.06.1977 vatican city / büyükelçi taha carim
02.06.1978 madrid / büyükelçi / elçi necla kuneralp em.büyükelçi / retired ambassador beşir balcioĞlu
12.10.1979 lahey / büyükelçi oğlu / ambassador's son ahmet benler
22.12.1979 paris / turizm müşaviri / tourism counsellor yılmaz Çolpan
31.07.1980 atina / athens İdari ataşe galip Özmen athens / İdari ataşe kızı neslihan Özmen
17.12.1980 sydney / başkonsolos Şarık ariyak güvenlik ataşesi engin sever
04.03.1981 paris / Çalışma ataşesi reşat morali din görevlisi tecelli ari
09.06.1981 cenevre/ sözleşmeli sek. m. savaş yergÜz
24.09.1981 paris/ güvenlik ataşesi cemal Özen
28.01.1982 los angeles / başkonsolos kemal arikan
08.04.1982 ottava / ottawa / ticaret müşaviri / counsellor for commercial affairs kani gÜngÖr
04.05.1982 boston / fahri başkonsolos / honorary consul general orhan gÜndÜz
07.06.1982 lizbon / lisbon / İdari ataşe/ administrative officer erkut akbay
27.08.1982 ottawa / askeri ataşe albay / military attache colonel atilla altikat
09.09.1982 burgaz / İdari ataşe / administrative attache bora sÜelkan
08.01.1983 lisbon / İdari ataşe eşi / nadide akbay,administrative officer's wife eşi merhum erkut akbay'ın yaşamını yitirdiği 07.06.1982 tarihli saldırıda yaralanmış ve 08.01.1983 tarihinde yaşamını yitirmiştir. nadide akbay
09.03.1983 belgrad / büyükelçi / ambassador galip balkar
14.07.1983 brüksei / brussels / İdari ataşe / administrative attache dursun aksoy
27.07.1983 lisbon / müsteşar elçi / wife of the counsellor cahide mihÇioĞlu
28.04.1984 tahran / sözleş.sek. elçi / wife of secre. işık yÖnder
20.06.1984 viyana / Çalışma ataşesi erdoğan Özen
19.11.1984 viyana / uluslararası memur evner ergun
07.10.1991 atina / basın ataşesi Çetin gÖrgÜ
11.12.1993 bağdat / İdari ataşe Çağlar yÜcel
04.07.1994 atina / müsteşar haluk sİpahİoĞlu
hâlâ anlaşılmayan noktalar olduğu aşikâr. bu yüzden ben kendi anladıklarımı ve bildiklerimi buraya sıralayayım:
1- hrant dink türk düşmanı değildi.
2- hrant dink düşünceleri yüzünden öldürülmedi. yazılarını yanlış yorumlayanların kışkırtması yüzünden onun fikirlerini düşmanca gösterilmesiyle etkilenen bir avuç beyinsizce öldürüldü*.
3- hrant dink hayattayken ermeni soykırımı tezini savunanlar tarafından sevilmiyordu. çünkü dink, onların bu olayın üzerine fazla gittiklerini, ermenilerin sadece soykırıma uğramış bir millete indirgenerek yanlış yapıldığını anlatmaya çalışıyordu.
4- dink türklerin, azınlıklara; özellikle de türkiye'deki gayr-i müslimlere haksızlık yaptığını söylüyordu ki bu benim de tespitlerimle bir gerçektir. şu anda ülkemizdeki azınlıklara osmanlıların sağladığı demokratik ortamı sağlayamıyoruz.
5- azınlıklar konusundaki sivri çıkışları yanlış anlaşılan cümlesiyle birleştirilerek böyle bir hamaset kampanyası başlatıldı ona karşı. eğer gerçekten türk düşmanı olsaydı yüzlerce yazısı arasından cımbızlanmış bir cümle değil daha çok delil olmaz mıydı?*
türk düşmanı olmadığını birkaç şey söyleyerek anlatmak istiyorum.
öncelikle hrant dink'in yazılarını lütfen arşivlere ulaşarak okumaya çalışın* zira böylesi daha güvenilir çünkü birkaç yerde rastladığım üzere yazıları kesip yapıştırma gibi bir şeyler yapmışlar ve yazıların anlatmak istedikleri tamamen değişmiş.
hrant dink'i birgün gazetesindeki yazılarından takip den biri olarak şunu söyleyebilirm ki kendisi ermenistan'da çok da sevilen biri değildi ve bunun tek nedeni "ermeni soykırımı var" dememesinden kaynaklanmaktaydı. bilindiği üzere ermeni olup da ermeni soykırımı var dememek büyük ayıptır insanların gözünde.
fransa'da yaptığı bir konuşma sırasında ise hrant dink'e ısrarla ermeni soykırımı olduğunu söyletmeye çalışmışlar ancak kendisi bunu reddettiği ve her zaman olduğu gibi düşüncelerini tarafsız bir şekilde belirttiği için fransızlar tarafından da çok sevilen bir insan olmamıştır. ayrıca bana göre dink'in türk düşmanı olmadığını anlamak için sadece son yazısının "tümünü" okumak yeterli olacaktır.
ya da
"Şunun şurasında üç gün batı’ya gitsem, dördüncü gün “artık bitse de dönsem” diye sıkıntıdan kıvranan ve ülkesini özleyen biriyim, oralarda ne yapardım?..."
"...mahkemeden lehime bir karar çıkarsa kuşkusuz çok daha sevineceğim ve bu da demektir ki artık ülkemi hiç terk etmek zorunda kalmayacağım.
muhtemelen 2007 benim açımdan daha da zor bir yıl olacak.
yargılanmalar sürecek, yeniler başlayacak. kimbilir daha ne gibi haksızlıklarla karşı karşıya kalacağım?
ama tüm bunlar olurken şu gerçeği de tek güvencem sayacağım.
evet kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz * güvercinler kentin ta içlerinde, insan kalabalıklarında dahi yaşamlarını sürdürürler.
evet biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce." hrant dink (son yazısından alınmıştır)
benim için yeterlidir ancak tabiki inanmayanları inandırmak gibi bir amacım da yok.
ölümünün üstünden dört ay geçti.. hakkında binlerce satır yazıldı, methiyeler düzüldü ya da eleştirildi.. hepimiz neyiz tartışmalarına sebep oldu, ülkenin gündeminden uzunca bir süre düşmedi.. ama ne oldu? diğerleri gibi unutuldu gitti.. birileri için, bir şeyler için harcandı ve unutuldu.. ne diyeyim pek yazık..
kendisini öldürmekle yargılanan kişilerin bugün hakim karşısına çıkacağı yazar, gazeteci. en büyük dileğimiz bu olayın bütün ayrıntıları ile gün ışığına çıkmasıdır.
--- alıntı ---
hrant dink'in öldürülmesine ilişkin haklarında dava açılan 12'si tutuklu 18 sanık, bugün hakim karşısına çıkacak. sanıkların ifadelerinin alınacağı duruşma, zanlı o.s'nin yaşının 18'den küçük olması nedeniyle basına kapalı görülecek. ancak, yayın yasağı söz konusu değil. İstanbul 14. ağır ceza mahkemesi'nde görülecek duruşmaya sanık avukatları, müdahil avukatları ve türkiye'nin dört bir yanından müdahil avukatlara destek vermek amacıyla 500'ü aşkın hukukçunun katılması bekleniyor. yurtdışından birçok sivil toplum kuruluşu ve temsilcinin de izleyeceği duruşmaya, dink ailesinden rakel dink ve orhan dink'in katılacağı bildirildi.
--- alıntı ---
yeni şafak gazetesi
http://www.yenisafak.com/gundem/?t=02.07.2007&c=1&i=53753&Mahkemede/önemli/isimleri/açıklayacak/mı
ölümünün üstünden tam bir sene geçmiş. ama daha tam olarak niye, neden, niçin öldürüldü açığa çıkmadı. kim veya kimler sıktı kurşunu o bile muamma. tetikçi yakalandı, azmettirici yakalandı ama hala bir kesinlik yok. işin komiği ortada belge de kalmadı. bir çok delil sayılabilecek telefon konuşmaları, video kayıtları vs. bir şekilde hasır altı edildi. hoş gerçi artık önemide kalmadı ya bu cinayetin. halbuki o ilk günler gündemin bir numaralı konusu idi. sürekli yeni birşeyler bulunurdu. gündemi değiştirmek demişti birisi zamanında, sanırım haklıydı.
arkadaşları ölümün yıldönümünde yine aynı yerde olacak..
19 Ocak'ta, saat 3'te, ayni yerde...
Dostumuz, canimiz, hakikat anlaticimiz
Sevgili Hrant'imizdan ayrilali tam iki yil oldu.
Bu upuzun iki yil, Hrant'in gidisiyle
hayatimizdan eksilen renklerin yasini tutmakla gecti.
Bizler bu ulkenin vatandaslari olarak,
guvercin tedirginliginde,
gercek failleri bulunmamis suikastlarla
bir arada yasamak istemiyoruz.
Bu akil almaz cinayetten nefret uretmeyen
onurlu kalabaliklar olarak,
bebeklerden katil yaratan karanliga isik dusurmek icin,
ulkemizin aydinlik gelecegine sahip cikmak icin,
buyuk acimizin yukunu birlikte tasimak icin,
Adalet icin baris icin, kardeslik icin,
Hrant Dink davasinin magdurlari ve takipcileri olarak
19 Ocak Pazartesi gunu bir kez daha bulusuyoruz.
Din, dil, irk, cinsiyet, siyasi gorus farki gozetmeden,
halklarin kardesligine inanan tum yurttaslar
yan yana geliyoruz.
Agos gazetesinin onunde bulusuyoruz. Saat: 14.30 - 15.30
cinayetinin üzerinden geçen iki senenin üzerine hala etnik kökeni tartışılan merhum gazeteci/yazar. kaldı ki cinayeti işleyen tetikçi, azmetiricisi, onun abisi, bunun babası derken çıkmaz sokaklara girdi dava. bir cinayet işlendi ve bir cana kıyıldı. kimisi meydanlarda empati kurdu ermeni oldu, kimisi türk bayraklarının önünde kahraman oldu. sonuç, sıfır. katil ortada, sebep bulunamıyor. bir laf var çok sevdiğim "ne şehittir ne gazi bok yoluna gitti niyazi" diye bilmem bilir misin. gündem değiştirmek adına işlenen bir cinayet, 6-7 eylül olaylarını neredeyse hortlarttı tekrardan. bu sefer kimse ermeni veya rum vatandaşlara fiziki olarak saldırmasa da içten içe bir nefreti körüklediler. olan bir cana oldu işte. onlardan veya bizden ortada bir hayat kaydı. tutup hala bunu savunabilen veya hak etmişti diyenler çıkmıyor mu deliriyorum.
Gazeteci Hrant Dink cinayeti davasında gizli tanığın dinlenilmesine karar verildi.
Tanık koruma programından yararlanmak isteyen sanık Erhan Tuncel'in bu talebi reddedildi. Mahkeme, sanık Ogün Samast'ın Dink ailesine yönelik "5 yıl daha bekleyin" şeklindeki ifadesi nedeniyle suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
Tahliye taleplerini reddeden mahkeme duruşmayı erteledi.
--! spoiler !--
19 ocak 2007 de haince uğradığı silahlı saldırının üzerinden tam bugün dört yıl geçti. eylemi yapanlar yakalandı sözüm ona ama daha elle tutulur bir açıklama yok bu suikast ile ilgili. 17 yaşından ufak olduğu söylenen kemikleri iri arkadaş "söyledikleri kanıma dokundu öldürdüm" dedi ilk başta. sonra bunu azmettiren adamlar ortaya çıktı onlarda "Türkiye için yaptık" dediler. katil yakalandıktan sonra ortaya çıktı ki bu suikast haberi çok öncelerden polise ve ilgili mercilere ihbar edilmiş. katili yakalayan polislerin Türk bayrağı önünde katil ile birlikte çektirdikleri hatıra fotoğrafı mevzusu var bir de. daha sonralardan halk sokaklara döküldü "hepimiz hrantız hepimiz ermeniyiz" diye. tabi süper olay oldu. günlerce haber bültenleri, gazeteler kısacası her kesim bunu konuştu. protesto üstüne protestolar geldi. sonuç ne oldu unutuldu. tamam arada bir laf arasında adı geçiyor ama ilk günkü sıcaklığı yok davanın. ama biraz bu ülke tarihini araştıranlar biliyor ki bu suikast o dönemin gündemini değiştirecek bir olaydı. dikkatleri başka bir yöne çekmek halkı provoke etmekti. amaçlarına da ulaştılar bir süre için.
bu ülke üzerinde yıllardır bunun gibi yüzlerce kanlı oyun oynandı. senaryo hep aynı. birilerinin işine çomak sokak bütün sesler kesiliyor benim sevgili ülkemde. ve yine o birileri ülke bölünürken sesini çıkartmıyor. ülke şu anda ikinci dil tartışmasında. Türkiye cumhuriyetinin bölünmez bütünlüğü tehdit altında. hrant dink cinayetinden sonra meydanlarda gördük ki bir ton vatanperver adam var. her ne olursa olsun bir cinayeti savunabilecek kadar gözü pek vatanperverler hemde. şimdi soruyorum ülk şu anda bölünürken nerede bu arkadaşlar. neden bir tanesi çıkıp meydanlarda bağırmıyor. ermeni, kürt ayrımı değil bu yaptığım. ikiside bu ülkenin ayrılmaz bir bütünü. asırlardır birlikte yaşıyoruz. sadece bu olayların arkasındaki ağa babalarının bu kadar kolay halkı kandırması benim kanıma dokunan.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
